You are here
Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler
22 July 2020 - 11:40
Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Şanlı grev ve direnişler, 15-16 Haziranlar, 1 Mayıs mitingleri, DGM direnişleri, MESS’e karşı Büyük Grevler… İşçi sınıfımızın bu topraklardaki en görkemli eylemlerinde ismi bilinen yahut bilinmeyen pek çok kahramanla birlikte onun imzası vardır. Katledilişinin 40. yıldönümünde bu büyük işçi önderini saygıyla anıyoruz.
İnanıyoruz ki Kemal Türkler’i anmak; onu, yaşadığı devirle birlikte düşünüp anlamakla anlam kazanır. Çünkü o, 1960’lı ve 1970’li yıllarda yükselen işçi sınıfı mücadelesine anlamlı katkılar koymakla birlikte, bu devir içinde şekillenmiş ve Kemal Türkler olmuştur. Onun ve mücadele arkadaşlarının sahip çıktığı değerleri bugünün işçi kuşaklarına aktarmayı, yani geçmişi geleceğe bağlamayı görev sayıyoruz.
1926’da dünyaya gözlerini açan Kemal Türkler, 1947’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydoldu, aynı yıl Bakırköy’deki Emayetaş fabrikasında işçi olarak çalışmaya başladı. Ekonomik güçlükler nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan Türkler, son nefesini verdiği ana kadar yaşamını işçi sınıfının mücadelesine vakfetti.
Günümüz sendika bürokratlarının aksine o, sınıfının çıkarları dışında çıkar gözetmedi. Hayat ve mücadele arkadaşı Sabahat ablamız, yıllar önce yaptığımız bir söyleşide ona dair şöyle diyordu: “Terzilik bilir, evin her yanını kendisi tamir ederdi. Birçok kez eve döndüğünde ceketinin olmadığını fark ederdim. Meğer ceketleri kimi işçilere veriyormuş. Döndüğünde yeni bir ceket dikmek için terzi masasında görürdüm onu.”
Kemal Türkler, Balıkesir Gönen’deki Maden-İş tesisi önünde, işçi çocuklarıyla beraber… İşçiler tarafından “işçi üniversitesi” tabelası asılan bu tesis, zamanında bir bataklıktı. Türkler, işçilerle birlikte önce bataklığı kurutmuş sonra da harç karıp tuğla dizmiştir. Nihayetinde işçilerin eğitim ve tatil yapabilmesi için Türkiye Maden-İş Eğitim ve Dinlenme Tesisleri kurulmuştur.
Her durumda işçilerin bir adım önünde yer almayı görev bildi Kemal Türkler... 1963’te Kavel direnişini kırmak için işçi barikatına doğru hareketlenen atlı polislerden en öndekinin önüne dikilmişti, atın yularından sıkıca tutarak “Beni ezmeden buradan mal çıkmaz!” demişti. 1969 Singer işgalinde ise bu kez tankların önüne, “cesedimi çiğnemeden işçilere dokunamazsınız” diyerek çıkmıştı.
Fotoğraf, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi sonrasına ait… İşçilerin bu görkemli eylemi nedeniyle tutuklanan Türkler, 26 Eylülde serbest kaldıktan sonra gerçekleştirdiği bir fabrika ziyaretinde… İşçiler tarafından omuzlara alınmış. Adeta bir zafer pozu! 150 bin işçiyle yollara akıp işçi sınıfının gücünü dosta düşmana göstermenin, DİSK’in kapatılmasına engel olmanın verdiği haklı bir gurur yer etmiş yüzlerde...
Kemal Türkler, 1977 1 Mayıs kürsüsünden 500 bin kişilik işçi selini selamlıyor. Türkiye’de uzun yıllar yasaklı olan 1 Mayıs’ların yeniden kitlesel bir şekilde alanlarda kutlanmasında onun ve onun liderliğindeki DİSK’in oynadığı rol oldukça önemlidir. İşçi sınıfı o yıllarda bir sınıf olduğunun bilincine varmış ve ayağa kalkmıştı. Korkuya kapılan muktedirler ise emekçi kitlelerden yükselen “devrim” haykırışını boğmak için harekete geçecekti.
Kemal Türkler 22 Temmuz 1980’de sermayenin tetikçileri tarafından öldürülmeden hemen önce, evinden çıkarken eşiyle konuşur. Metal işçilerinin grevini ziyaret edeceğini söyleyen Sabahat ablamıza; “işçilere benden selam söyle” der, son sözü bu olur. Bu selam alınmıştır ve mücadeleci işçiler 40 yıl geçmesine rağmen onu unutmamışlardır, unutmayacaklar!
UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğu 2009’da “Uyanıştan Başkaldırıya” oyununu sahneledi ve Türkiye’de ilk kez 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişini sahneye taşıdı. Sabahat Türkler, Kemal Türkler’i canlandıran işçi-oyuncuyla birlikte. Kavel grevcisi Hamit ağabey ile Sabahat ablamız da seyirciler arasında… Sabahat ablamız adeta “İşçi sınıfı seni unutmayacak” dediği “Kemal’ine” bakıyor. Hem eşinin yaşatılan anısı nedeniyle, hem de bir anlığına o eski günlere döndüğü için mutlu görünüyor. Hamit ağabeyi, ve yine bir Temmuz gününde, 25 Temmuz 2015’te kaybettiğimiz Sabahat ablamızı sevgiyle anıyoruz.